rusların sıcak denizlere inmesi için köprü olmuşuz resmen. hiç öyle orta doğu ile bağlantımız kesilmiş diye sevinmeyin, tayyip kesin artvin'den suriye'ye köprü/tünel yapardı.
.
vakti zamanında burada yapılan istişareler sonucu iki yöntem bulunmuştu sözlükte. birini deli ibo, diğerini melek önermişti.
ibo'nun planı çok vurdulu kırdılı.. ama denemeye değer. misak-ı milli sınırlarına döşeyeceğiz ne varsa; mayın, dinamit, torpil, kız kaçıran.. sonra hepsini patlatıp yüzen bir kara parçası elde ediyoruz. oradan da ver elini yüze yüze cebelitarık boğazı. -burada ülkeyi çekyat taşır gibi omuzlara alıp dikey yapmamız lazım ama.- akabinde okyanusta kendi halinde bir ada ülkesiyiz. üstelik seyyar. canımız nereye isterse gideriz o saatten sonra. atıyorum güney'de savaş mı çıktı? bize ne aq. sürelim kendimizi kuzey'e.
melek'in planı daha makul. ama bize yığınla
sülün osman lazım.. az gelişmiş insana köprü satmak kolay, avrupalıya nasıl satacaksın? maharetli ama daha sancısız iş. melek demişti ki; osm'deki transfer taktiğini uygulayacağız. sat kars'ı, al selanik'i. sat ağrı'yı, al viyana'yı. götüm götüm iskandinavya'ya doğru yol alıcaz bu şekilde. (sonra dönüp bu cennet toprakları adam akıllı değerlendiren ecnebilere bakıp derin bir ah çekicez...)
not: ben ikisine de varım. yapalım deyin, organize olalım. her bayram topladığım tüm harçlıklarla çatapat aldım ilk plan için. ikincisi zaten doğal kabiliyetim.